Sivas, şanlı milletin zor zamanda gövdesine sırtını yasladığı, Anadolu'nun kalbine kök salan ulu bir çınardır. Aziz vatanın tam ortasına vurulmuş, bu toprakların milletimize ait olduğunun ve kıyamete kadar da böyle kalacağının silinmez mührü; görklü Al Bayrağın burçlarında gururla dalgalandığı, ana yurdun yıkılmaz ve sarsılmaz kalesidir. Bu kadim şehir, Türk'e "yıkıldı" denildiği anda milletin bir küheylan gibi bozkırın ortasında şaha kalktığı yerdir.

Bugün Sultan Şehrin kurumuş dudaklara su, yaraya sürülen merhem, umutsuzluğa düşecekken bağımsızlığı haykırdığı nefes oluşunun yıl dönümüdür. Cumhuriyet'in doğum muştusunun sokaklarında yankılandığı bu topraklar, bundan 102 yıl önce vatanın dört bir yanından gelen bağımsızlık sevdalılarını bağrında misafir etmiştir.

Türk milleti tarihten bu yana, yaşadığı her zor dönemin üstesinden bir ve beraber olarak çıkmış, yarınlara kol kola, omuz omuza ve başı dik şekilde adım atmıştır. Tarih, eğer ders alabilirsek ancak o zaman faydalı ve mânâlıdır. İşte o zaman tarihten kalan binaların, yalnızca bir taş yığını olmadığını,  mazisindeki anıları tekrar hatırlatan bir sembol olduğunu anlarız. Bu nedenle Milli Mücadele yıllarının sembolü olan Sivas Kongresi binası her baktığımızda, önünden her geçişimizde bizlere şu mesajı verir:

"Bu millet en zor zamanlarda, işgalin karanlık gecesinde, "bitti" denildiği anda bile umutsuz olmadı."

4 Eylül Sivas Kongresi'nin 102. Sene-i Devriyesi olan bu kutlu günde, vatan ve bayrak uğruna canını ortaya koyan, "namus" bildiğimiz emanetleri bizlere bırakan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazilerimizi, şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, şükran ve minnetlerimi sunuyorum.

Ergüven ASLAN

Milli Eğitim Müdürü